İş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi

Ankara iş avukatı, Ankara iş hukuku avukatı, İş hukuku avukatı Ankara, Ankara iş hukuku avukatı tavsiye, Ankara iş davası avukatı, Ankara iş mahkemesi avukatları, Ankara işçi avukatı, Ankara işçi mahkemesi avukatı, Ankara işveren avukatı, Ankara Avukat Arabulucu, İşçi alacakları hesaplama, Ankara işe iade avukatı, Ankara kıdem tazminatı avukatı, Ankara iş kazası avukatı, İs hukuku avukatı Ankara Sincan, İş avukatı Ankara, İş kazası avukatı Ankara, Ankara is mahkeme avukatlari, Ankara iş mahkemesi avukatları, İş davası avukatı Ankara, İşçi avukatı Ankara, Ankara iş hukuku avukatları, Ankara iş davaları avukatı, Ankara iş kazası avukatları, Davalarda En İyi Karar İçin

Hukuki bakımdan yetki, günlük hayattaki kullanımından farklı olarak hangi uzmanlık mahkemesinin davaya bakacağını değil, neredeki mahkemenin davaya bakacağına dayanır. iş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi için kanun koyucu özel düzenlemeler yapmıştır ve dava açmayı düşünen çalışanlar zamandan ve paradan tasarruf edebilmek için mutlaka iş davalarına hakim bir avukat ile hareket etmelidirler.

iş davalarında yetkili mahkeme;5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine göre, açıldığı tarihte işverenin Türk Medeni Kanunu gereğince yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde açılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de açılabilir. Bu hükümlere aykırı sözleşme geçersizdir. Kanunun atıf yaptığı ilgili Türk Medeni Kanun hükmünde ise;

yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. 

Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. 

Bu kural ticari ve sınai kuruluşlar hakkında uygulanmaz. 

Tüzel kişiliğe sahip ticari ve sınai kuruluşların yerleşim yeri, kuruluş belgesinde aksine hüküm bulunmuyorsa, işlerinin yönetildiği merkez şubesi veya genel müdürlüğüdür. iş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi için bu kurallardan yararlanılır. Nitekim Yargıtay’da 5521 s. İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesine dayanarak ilk derece mahkemesinin davacı işçinin fiilen çalıştığı yerin araştırılması cihetine gitmeden davayı yetki yönünden reddetmesi kararını bozmuştur. Gene aynı kararda Yargıtay, çalışılan yeri işçi lehine oldukça geniş yorumlamış, hosteslik yapan davacının çalıştığı güzergahın dikkate alınması gerektiğine de değinmiştir.

iş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi dikkat edilmesi gereken bir hususta özellikle işveren tarafından sözleşmelere konan yetki hükümleridir. Birçok işveren iş sözleşmelerinde tek taraflı olarak işçiye ‘Bu iş sözleşmesinden doğacak uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemeleri yetkilidir.’ gibi ifadeler barındıran sözleşmeleri dayatmaktadırlar. Bu davranış açıkça yetki sözleşmesini düzenleyen HMK m.17’ye aykırıdır. Kanun yetki sözleşmesinin geçerliliği için tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmasını şart koşmuştur. Tacir olmayan işçiler ile yapılan yetki sözleşmeleri geçersizdir.

İş davalarında yetki hukuki niteliği bakımından tıpkı diğer yetki itirazları gibi bir ilk itirazdır. Yani sadece cevap dilekçesinde ileri sürülebilirler. Hâkim yetki itirazını kendiliğinden değil, talep üzerine inceler. Yetki itirazı yapılmamış ise dava yetkisiz olsa dahi davanın açıldığı mahkemede görülür.  Örneğin işçi sırf yetki itirazını yapmadığı için davayı takip etmesinin çok zor olacağı, yaşamadığı veya çalışmadığı bir şehirdeki takip etmek zorunda kalabilecektir. 

İş davalarında yetkili mahkemede açılacak davadan önce iş davalarında tecrübeli bir avukat ile hareket etmek hayati öneme sahiptir. Dava açılmadan önce veya açılmış davaya karşı avukat ile ortak hareket edilmesi muhtemel para ve zaman kaybını engelleyecektir. 

iş davalarında yetki ve yetkili mahkemenin belirlenmesi